Tur süresi 9 saattir.
Sizi otelinizden veya havalimanından alıp ardından Hipodrom, Sultanahmet Camii, Ayasofya Camii ve Kapalıçarşı'yı ziyaret edeceğiz. Tur sonunda sizi tekrar otelinize veya havalimanına bırakacağız.
Hipodrom, Bizans döneminde at yarışlarının düzenlendiği meydandır. Stadyum 100.000 kişi kapasitelidir ve İmparatorluğun dört bir yanından gelen eserlere ev sahipliği yapmıştır. Hipodrom turu sırasında, Alman İmparatoru II. Wilhelm Çeşmesi, Mısır Obeliski, Yılanlı Sütun ve Constantine Sütunu gibi yerleri göreceğiz.
Ayasofya, Doğu Roma İmparatorluğu Justinian tarafından MS 6. yüzyılda inşa edildi. Ayasofya, tüm zamanların mimari harikalarından biridir ve bugün aktif bir cami olarak hizmet vermektedir.
Kapalıçarşı, eski şehrin ticaret merkezi olan 4.000'den fazla dükkânıyla ünlüdür. Dünyanın en büyük kapalı pazarlarından biri olarak kabul edilir ve halılar, kilimler, ipekler, mücevherler, seramikler, ikonlar ve deri ürünleri gibi çeşitli ürünlerle doludur.
Sultanahmet Camii, altı minaresi olan ve 17. yüzyıla dayanan tek imparatorluk camisidir. Cami, içini süsleyen olağanüstü çiniler nedeniyle adını almıştır.
Alman Çeşmesi, İstanbul'un eski hipodromunun kuzey ucunda bulunan bir çardak tarzı çeşmedir. Sultan Ahmet Türbesi'nin karşısında yer alır. 1898'de Alman İmparatoru II. Wilhelm'in İstanbul ziyaretinin ikinci yıldönümünü anmak için inşa edilmiştir. Almanya'da inşa edildikten sonra parça parça taşınarak 1900 yılında şu anki yerine monte edilmiştir. Yeni-Bizans tarzında olan çeşmenin sekiz mermer sütunu ve iç kısmı altın mozaiklerle kaplıdır.
Topkapı Sarayı, 15. ila 19. yüzyıllar arasında Osmanlı Sultanlarının ikametgâhıydı. Bugün bir müze olan sarayda, dünyanın 3. büyük elması olan Kaşıkçı Elması dahil olmak üzere imparatorluk hazinesini, Hz. Muhammed ve takipçilerine ait kutsal İslami kalıntıları görebilirsiniz. Sarayda, sultanların aileleriyle birlikte yaşadığı Harem Dairesi'ni ziyaret edebilirsiniz (Harem programın içinde yer almaz ve ziyaret için ek giriş ücreti gereklidir).
Hagia Irene Kilisesi, Osmanlı Dönemi'nde camiye dönüştürülmeyen İstanbul'daki nadir kiliselerden biridir. Hagia Irene, Hagia Sophia gibi 4. yüzyılda inşa edilmiş ve bugün bir müze olarak hizmet vermektedir.